Baharın İlk Çiçeği; Erbakan

Türkiye’de üçüncü sınıf muamelesi gören ve her fırsatta ezilen, hor görülen, toplumsal hayattan ve idareden dışlanan kitlelerin merkeze yerleşmesini sağlayan sürecin ilk adımıdır Erbakan.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kalabalık cenaze namazı ile hakka uğurladığımız Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, her boyutu ile geniş kitleleri heyecanlandırmış, yeni nesiller yetiştirmiş ve baharın ilk çiçeği olmuştur.

Cumhuriyet sonrası yok sayılan Anadolu insanının, dindar kitlelerin yeniden güven duygusuna sahip olması ve yeni girişimcilik ruhu kazanmaları merhum Erbakan’ın dinç, özgün, aykırı ve devrimci duruşu başlamıştır. Samimi bir iman ile Rabbine bağlanan Erbakan ibadet aşkı ile mücadele etmiş, her türlü zorluğa karşı inanılmaz bir metanetle karşı koymuş, asla pes etmemiş ve büyük bir kararlılıkla yoluna devam etmiştir.

Erbakan’ın cesaretle açtığı kapıdan bütün bir Anadolu coğrafyası azimle girmiştir. Elbette zafere çiçekli yollarla gitmeden Erbakan hayatı boyunca son anına kadar kavgasını sürdürmüştür. O, bütün boyutları ile yeni baharın ilk çiçeği olmuştur.

En basit bir devlet dairesinin önündeki bekçi karşısında dahi ezilen, korkan, çekinen Anadolu insanı Erbakan’ın açtığı yoldan yürüyerek en üst idari noktalara geldiği gibi hızla cemaatleşmiş, özgüvenine kavuşmuş, zenginleşmiş, söz sahibi olmuş, atılım yapmış, sınırları aşmış, direnmiş, baskı grubu oluşturmuş, geniş medya ve iletişim ağlarına sahip olmuş, sistemi ele geçirmiş, masaya yumruğunu vurmuş, kendini ezdirmemiş, direnmiş, başını dik tutmuş, pazarlık gücü artmış, sesini çıkartmış ve kesinlikle kendine gelmiştir.

Erbakan, Anadolu’nun üstüne serpilen ölü toprağını silkelemiş ve büyük bir dirilişin ön adımı olmuştur.

Erbakan’ı engellemek ve yolunu kesmek için sistem de boş durmamış ve türlü zorluklarla bu kutlu yolculuğu engellemek istemiştir.  Erbakan’ı engellemek için kısa vadede çevre dindarlarını desteklemeyi çözüm gören sistem, uzun vadede ise bu çevre dindarlarının da hızla gelişip kendi dillerini oluşturması ve Anadolu’nun yeni bir ruha kavuşmasına sebep olmuştur. Yani Erbakan’dan kurtulmak isteyenler Erbakan’ın tuzağına düşmüş ve Erbakan’ın yoluna hizmet etmişlerdir. Bazıları Erbakan’a muhalif dursalar da İslami bütün cemaat, vakıf, dernek, cemaat, tarikat ve oluşumlar da baharın ilk çiçeğinden nasiplenmişlerdir.

HAYATI BOYUNCA AKINTIYA KARŞI YÜZDÜ

Günümüzde İslami mücadele ne kadar zahmetsiz ise, Erbakan’ın direnişi başlattığı yıllarda o kadar zordu. Erbakan’ı diğer bütün oluşum ve liderlerden ayıran en önemli özelliği, onun bütün bu süreçleri akıl almaz baskılara rağmen ve yoğun basınç altında olmasına rağmen başarabilmiş olmasıdır.  O, hep akıntıya karşı yüzmüş ve buna rağmen çok başarılı olmuştur.

Hiç kimse yokken tek başına yola çıkan, nice zahmetli yolları azmi ile aşan, kimse elini taşın altına koymak istemediği dönemlerde taşın altına sadece kafasını değil bütün bir bedenini koyan Erbakan, şanlı bayrağı Anadolu’nun göbeğine dikmiştir.

Kınayıcının kınamasına, zalimin zulmüne ve mazlumların kayıtsızlığına rağmen davasından dönmeyen Erbakan, ölüm döşeğinde dahi hizmete devam etmiş, dünyayı ve Türkiye’yi okumaya ve yorumlamaya gayret göstermiş ve asla durmamıştır.

Vefatından sonra hemen her kesimin teslim ettiği haklarını o bütün bir ömrü boyunca savunmuş ve onca iftiraya, anti propagandaya rağmen asla geri adım atmamıştır. Onun hayatı haksızlıklara, iftiralara, engellemelere, alaylara, hakaretlere ve tuzaklara karşı mücadele ile geçmiştir.

Erbakan’ın ibadet aşkı ile yola çıktığı siyasi mücadelesinin haricinde bilim adamlığından aile babası kimliğine, bir büyük İslam âlimi olmanın yanında büyük bir teorisyen olmasına kadar, her aşaması yeni nesiller için örneklik teşkil etmektedir.

Yeni nesillerin Erbakan’dan ve onun azminden, kararlılığından, nezaketinden, imanından, motivasyonundan ve asla pes etmeyen duruşundan öğreneceği çok şey vardır.

Erbakan vefat etmesine ve Rabbine kavuşmasına rağmen günlük siyasi tartışmaların çok ötesinde büyük davası ile genç nesillere nice mesajlar vermektedir.

Sadece Türkiye’yi dönüştürmekle kalmayan Erbakan misyonu mazlum coğrafyalara umut olmuş ve Erbakan ismi Moro dağlarından Patani mahpushanelerine, Filistin semalarından Afrika çöllerine kadar her yerde dalgalanmıştır. Gittiğim 70’e yakın ülkede Erbakan isminin Mü’min yürekleri hala heyecanlandırmasının canlı şahidi olarak söyleyebilirim ki Erbakan çağımızın en önemli figürlerinden birisidir. D-8 gibi Uluslararası sisteme yönelttiği devasa cevabi duruş dahi onun bu konumunu desteklemektedir. O, sistemin içinden sisteme karşı koyan Musa peygamberin yolunda giden ve eksikleri, hataları ile imtihanını başarı ile veren onurlu bir Müslümandır.

TERÖRİZME VE ŞİDDETE GEÇİT VERMEDİ

Yola çıktığı 1950’li yıllarda ufacık bir çiviyi dahi kendisi üretemeyen Türkiye için ağır sanayi hamleleri planlayan ve fırsat bulduğu az zamanlarda bunları büyük bir başarı ile hayata geçiren Erbakan, iktidarı elinde tutan dar elit kadroya karşı amansız mücadelesinde adaleti asla elinden bırakmamıştır.

İnandığı değerlerin “gericilikle”, “yobazlıkla”, “fundemantalizm” ile bastırıldığı dönemlerde sistemle yasal ve tertemiz yöntemlerle mücadele eden Erbakan, her türlü aşırılıkla ve terörle her daim arasına mesafe koymuştur. Hoca, geniş bilgisi, latif üslubu, derin perspektifi ve onurlu duruşu ile günümüz Müslümanlarının daha rahat mücadele ortamlarına sahip olmasının temelini atmıştır.  İnsanlara umut aşılayan Erbakan, terörizme ve şiddete geçit ve imkân vermeyerek benzer örnekler arasından Türkiye tecrübesini yüceltmiştir.

Türkiye’nin kendi medeniyet havzasını da etkileyen Erbakan, sembol bir kişiliktir, büyük bir misyondur. Yok edilmek istenen medeniyetimizin yeniden silkelenişini Erbakan’ın hayat hikayesi üzerinden de okuyabiliriz. Karanlık çağların ve karanlık oyunların hedefindeki Türkiye o özgüven ile ayağa kalmış ve kendi sözünü söylemeye başlamıştır.

Her türlü ayrım ve çatışma noktalarına karşı latif bir mücadele veren Erbakan, büyük bir varoluş mücadelesinin tam merkezine yerleşerek öncü bir lider olmuştur. Hak Batıl Mücadelesi eksenine yerleştirdiği davası ile Erbakan müthiş bir dil geliştirmiş ve gayet soğukkanlı bir duruşla mevcut sistemlere rağmen yeni bir düzenin kapılarını aralamıştır.

O, büyük dava sancağını yerden kaldırmış, şerefle dalgalandırmış ve yeniden dirilişin ilk basamağı olmuştur.

O, yeni baharın ilk çiçeğidir.

ANADOLU’NUN YENİDEN AYAĞA KALKIŞ HİKÂYESİ

Erbakan’ın hayat hikâyesinin genç nesiller tarafından okunması, her aşamasının elden geçirilmesi hayatlarının her aşamasında onlara farklı bir kuvvet verecektir. Bugün idareden akademiye, sanattan edebiyata, manevi sahadan en maddi sahaya kadar her alanda Erbakan’dan beslenen isimler aktif rol oynamaktadırlar. O, vefatından sonra da insanlara güç vermeye devam edecektir. Allah’ın sevgili kulları birer vesiledir, onları örnek almak ise iyi bir tercihtir.

İnsan olmanın ve imtihanın getirdiği sorumluluklar dolayısı ile Erbakan’ın da nice hatalar yaptığı gerçeğine ve onu asla putlaştırmamamız gerektiği bilincine sahip olduktan sonra ondan ve fikirlerinden faydalanmak yeni nesillere büyük kazançlar getirecektir.

Onun hayat hikâyesi Anadolu’nun yeniden ayağa kalkışının hikâyesidir. Bu bakışın ışığında Türkiye Cumhuriyeti ile hemen hemen yaşıt olan merhum Erbakan’a yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum.

O, malıyla ve canıyla cihat eden bir Müslümandı.

İlk Türk motorunu da, ilk Türk arabasını da o üretti. %100 yerli üretim olan bu ilkler nedeniyle başı sürekli belaya girdi.

Asırların yenilgi ve bunalımlarından sonra ilk defa yeni bir atılımın yapıldığı Büyük Kıbrıs Zaferinin asıl sahibiydi Erbakan.

Bütün engellemelere rağmen Türkiye’nin gerek maddi ve gerekse manevi kalkınmalarını planlayandı.

Türkiye’nin İslam Konferansı’na üye yapılması, İslam Bankası’na kurucu ortak olunması, İmam Hatip Neslinin ortaya çıkartılması, Ağır Sanayi Hamleleri, Okullara Din ve Ahlak Derslerinin konularak en azından ilk adımın atılması, Adil Düzen ve Milli Görüş gibi devasa projelere sahip olması, iktidarda olduğu dönemlerde yaptığı destansı hizmetleri, denk bütçeleri, işgalci çekiç gücün kovulması, havuz sistemi, Irak Petrol Boru Hattının küresel güçlerin muhalefetine rağmen açılması ve elbette D-8 gibi yeni bir dünya düzeninin ilk adımının atılması onun hayat hikâyesinin altın sayfalarını oluşturmaktadır.

Hayatı boyunca mücadele eden, cihat eden, tebessüm eden, merhamet eden, direnen, gönülleri fetheden, ülkeler fetheden, orta yolu bulan, kendini feda eden, yeni düzenler kuran, yeni cümleler kuran, teorileri pratiğe döken, hiç durmayan ve en önemli özelliği; asla pes etmeyen Erbakan Hocaya rahmetle..

Mustafa Uzun

Yazar

mmustafauzun@gmail.com

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu