Harar Sultanlığı: Doğu Afrika’da Kültürel ve Politik Bir Merkez

Harar Sultanlığı, 13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar günümüz Etiyopya’sında var olan güçlü bir devletti. Etiyopya’nın doğusunda yer alan Harar şehri, güçlü askeri gücü ve kültürel başarılarıyla tanınan saltanatın başkentiydi. Saltanatı kuran Harari halkı, bugün de Etiyopya’daki etnik gruplardan biridir ve kendine özgü dili, kültürü, tarihiyle beraber Etiyopya içinde özerk bir devlete sahiptir.

Harar Tarihi

Harar Sultanlığı, aslen Afrika Boynuzu kökenli olan Harari halkı tarafından 13. yüzyılda kurulmuştur. Saltanatın başkenti günümüz Etiyopya’sında bulunan Harar şehriydi. Saltanatın erken tarihi tam olarak bilinmemektedir ancak ilk Harari Sultanının 1216’dan 1250’ye kadar hüküm süren Abadir Ömer Ar-Rida olduğu bilinmektedir.

Harar Sultanlığı çoğusu yetenekli yöneticiler, diplomatlar ve askeri liderlerden oluşan bir dizi Sultan tarafından yönetildi. Saltanat tarihindeki en önemli liderlerden ikisi 1554’ten 1568’e kadar hüküm süren ve şehrin ikonik yapılarının çoğunu inşa etmesiyle tanınan Nur ibn Mücahid ve 1647’den 1672’ye kadar hüküm süren Ali ibn Davud’dur.

Harar Sultanlığı tarihi boyunca sayısız mücadeleye şahit olmuştur. Saltanat, Adal Sultanlığı ve Etiyopya İmparatorluğu gibi komşu devletlerle sık sık savaş halindeydi. Bu çatışmalar genellikle toprak, su ve ticaret yolları gibi kaynaklar için rekabetten kaynaklanıyordu. Saltanat tarihinin en önemli olaylarından biri 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeye gelişidir. Osmanlılar Sultanlıkla diplomatik ilişki kurmuş, Harari tüccarları Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu Afrika ile ticaretinde önemli rol oynamışlardır. Sultanlık tarihindeki bir diğer önemli olay ise 19. yüzyılda Avrupalı sömürgeci güçlerin gelişi olmuştur. Sultanlık başlangıçta Avrupa kolonizasyonuna direndi ancak sonunda 1887 yılında Etiyopya İmparatorluğu tarafından işgal edilmiştir.

Coğrafi Hakimiyet

Harar Sultanlığı Doğu Etiyopya’nın büyük bir kısmına ve Somali’nin bazı bölgelerine hâkim oldu. Sultanlığın hakimiyeti verimli toprakları ve çoban topluluklarıyla tanınan Ogaden bölgesine kadar uzanmaktaydı. Harar ayrıca Doğu Etiyopya’yı Kızıldeniz kıyılarına ve Arap Yarımadası’na bağlayan ticaret merkezi olarak asırlarca bölgeyi idare etmiştir.

Doğu Afrika Üzerindeki Etkisi

Harar Sultanlığı Doğu Afrika üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Sultanlığın ticaret yolları üzerindeki kontrolü ve stratejik konumu onu bölgesel siyasette önemli bir oyuncu haline getirmiştir. Harar’ın edebiyatı, müziği ve mimarisi dahil olmak üzere kültürel başarıları, Doğu Afrika’daki İslam kültürünün gelişimini etkilemiştir. Sultanlığın askeri gücü Etiyopya ile Adal Sultanlığı arasındaki savaşta olduğu gibi bölgesel çatışmalarda da rol oynamıştır.

Harar Sultanlığı, Doğu Afrika’da önemli bir ticaret merkeziydi. Sultanlık Kızıldeniz kıyısını Etiyopya’nın içlerine bağlayan ticaret yollarını kontrol ediyordu ve kahve, fildişi ve baharat gibi malların değiş tokuşunun merkezi haline gelmişti. Sultanlığın konumu aynı zamanda onu Somali ve Yemen gibi komşu bölgelerle ticaret için bir merkez haline de getirmiştir. Harari halkı yetenekli tüccarlar açısından zengindi ve bu tüccarlar bölgedeki ticaret gelişmesinde önemli roller oynamışlardır. Sultanlığın ekonomik refahı bölgenin dört bir yanından Harar’a yerleşen ve şehrin ekonomik büyümesine katkıda bulunan tüccarları tarih boyunca cezbetmiştir.

Harar Sultanlığı aynı zamanda Doğu Afrika’da bir İslam kültür ve ilim merkeziydi. Sultanlığın yöneticileri İslami bilim ve kültürün büyümesini teşvik eden dindar Müslümanlardı. Harar şehrinin çok sayıda camisi bulunmaktaydı ve bölgenin dört bir yanından bilim adamlarını kendine çekerek İslami eğitim merkezi haline gelmiştir. Harari halkı zengin bir edebiyat ve şiir geleneğine sahipti ve Arapça başta olmak üzere kendi dillerinde çok sayıda eser üreterek İslam kültürünün bölgeye yayılmasına yardımcı olmuşlardır. Sultanlığın ayrıca dini metinler ve diğer el yazmaları üreten yetenekli hattatları sayesinde zengin bir hat sanatı geleneğine sahiptir ve bu gelenek günümüzde de büyük ilgi çekmeye devam etmektedir.

Harar Sultanlığı aynı zamanda Doğu Afrika’da önemli bir siyasi etkiye sahip olmuştur. Saltanat, Etiyopya, Somali ve Cibuti’nin bazı kısımları da dahil olmak üzere bölgedeki önemli bölgeleri kontrol etmekteydi. Sultanlığın yöneticileri sofistike bir diplomatik ağa sahipti ve Osmanlı İmparatorluğu ve Adal Sultanlığı gibi komşu devletlerle ilişkilerini uzun dönemler boyunca sürdürmüştür. Harar Sultanlığı’nın mirası bugün hala Doğu Afrika’da görülebilmektedir. Sultanlığın başkenti olan Harar şehri, çok sayıda camisi ve okuluyla hala İslami kültür ve öğreniminin merkezidir. Harari halkı, Sultanlığın kültürel mirasını yansıtan kendine özgü dilini, geleneklerini ve yemeklerini korumaya devam etmektedir.

Sultanlığın Doğu Afrika’daki etkisi bölgenin İslam kültürü ve mimarisinde de görülebilir. Harar Sultanlığı’nın bölgedeki ticaretin gelişmesine katkısı Doğu Afrika’nın modern ekonomisinin temellerini atmıştır. Sultanlığın etkisi sınırlarının ötesine geçerek bölgede İslami kültür ve bilimin gelişmesine katkıda bulundu. Sultanlığın eşsiz kültürel mirasının yansımaları Harari halkının bölgede bugünkü kültüründe, dilinde ve mutfağında hâlâ görülebilmektedir.

Harar Kültürü

13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar günümüz Etiyopya’sında var olan Harar Sultanlığı, zengin kültürel mirasıyla bilinmekteydi. Saltanatın başkenti Harar şehri canlı sanat ortamı, müziği ve edebiyatıyla İslam kültürünün merkeziydi. Saltanatı kuran Harari halkının bugün de devam eden kendine has bir dili, mutfağı ve adetleri vardır. Afro-Asyatik dil ailesinin bir üyesi olan Harari dili, Harari halkının geleneksel dilidir. Dil bugün hala kullanılmakta ve Harari yazısı olarak bilinen kendine özgü bir yazısı vardır. Harari dili nesiller boyu sözlü olarak aktarılan şiirler, öyküler ve tarihçelerle zengin bir edebi geleneğe sahiptir.

Harari müziği ud, lir ve davul gibi enstrümanlarla kendine özgü ritim ve melodisiyle karakterizedir. Halk düğünler ve festivaller gibi özel günlerde icra edilen çeşitli dans tarzlarıyla zengin bir dans geleneğine de sahiptir. Harar Sultanlığı’nın mimarisi Afrika, Arap ve İslami tarzların eşsiz bir karışımıdır. Harar şehri, renkli binaların sıralandığı dar sokakları ve ara sokakları olan geleneksel surlarla çevrili şehriyle tanınır. Binalar, saltanatın sanatsal başarılarını sergileyen girift oymalar ve süslemelerle bezenmiştir. Sultanlık ayrıca dini metinler ve diğer el yazmaları üreten yetenekli hattatlarca zengin bir hat sanatı geleneğine sahiptir.

Osmanlı İmparatorluğu ile İlişkiler

Harar Sultanlığı Osmanlı Devleti de dahil olmak üzere birçok ülke ile ticari ilişkiler kurmuştur. Osmanlılar da ticaret konusundaki uzmanlığıyla tanınan Harar Sultanlığı ile ticari ilişkiler kurmakla yakından ilgilenmişlerdir. Harar Sultanlığı ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilk ilişki 16. yüzyılda Sultan Nur ibn Mücahid döneminde kurulmuştur. Ünlü Osmanlı haritacısı Piri Reis başkanlığında Harar’a bir heyet gelmiş ve heyet Sultan tarafından sıcak karşılanarak Osmanlılar ile Harariler arasında uzun yıllar sürecek diplomatik ilişkinin ilk adımı burada atılmıştır. Osmanlılar ve Harariler tekstil, baharat ve altın dahil olmak üzere çeşitli malların ticaretini yaptılar. Harar Sultanlığı zengin altın rezervleriyle tanındığı için Osmanlılar özellikle altın ticaretiyle ilgileniyorlardı. Harariler ise Osmanlılardan kahve ve tekstil gibi mallar ithal etmiştir.

Osmanlılar ve Harariler uzun yıllar boyunca güçlü ve karşılıklı yarar sağlayan bir ilişki sürdürmüştür. Osmanlılar Doğu Afrika’daki ticaret ağlarını genişletirken, Harariler Osmanlı mallarına ve teknolojilerine erişimden yararlanmıştır. Harar Sultanlığı ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilişkinin mirası Osmanlı mimarisi ve tasarımının pek çok örneğini barındıran Harar şehrinde bugün hala görülebilmektedir. Şehir bugün dahi İslami kültür ve öğrenimin önemli bir merkezi olmaya devam etmekte ve sahip olduğu zengin tarihinden döneminin dünyasını şekillendirecek ticari ve diplomatik gücünün kalıcı varlığı anlaşılmaktadır.

Günümüz Harar Eyaleti ile İlişkiler ve Hararilerin Mevcut Durumu

Etiyopya’nın bir parçası olan günümüz Harar eyaleti, Harar Sultanlığı ile derinden bağlantılı olan eşsiz bir kültürel mirasa sahiptir. Saltanatın başkenti olarak hizmet veren Harar şehri İslam mimarisi, pazarları ve kültürel etkinlikleriyle UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Harar sultanlarının torunları olan Harari halkı dilleri, müzikleri ve mutfakları da dahil olmak üzere kendilerine has geleneklerini sürdürmeye devam etmekte.

Bugün Harari halkı yoksulluk, işsizlik ve siyasi marjinalleşme gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya. 1995 yılında kurulan Harari Bölgesel Devleti, sınırlı bir özerkliğe sahip ve bu zorlukların üstesinden gelmek için mücadele etmekte. Harari halkı Etiyopya’daki diğer etnik gruplardan gelen ayrımcılığa da maruz kalmakta ve bu durum hem gerginliğe hem de zaman zaman şiddete yol açmakta.

Sonuç Olarak

Harar Sultanlığı, Doğu Afrika tarihinde önemli rol oynayan güçlü bir devletti. Kültürel başarıları, askeri gücü ve Osmanlı İmparatorluğu ile diplomatik ilişkileri onu bölge siyasetinde tarih boyunca önemli bir oyuncu haline getirmiştir. Bugün de Harari halkı geleneklerini uygulamaya devam ederek daha büyük ekonomik ve politik fırsatlar için çabalarken, aynı zamanda zorluklarla mücadele etmeye etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu