Düş’ün Hürri̇yeti̇nde ‘Kontrolsüz İrade’

Dünya, kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle göz kapaklarının altı mesafesine indi.

Dolayısıyla toplumların etkileşim içinde bulunması kaçınılmaz sondur.

Kore dizisi Squid Game de bu süreç ile popüler hale gelmiştir.

Dizi, varlık/yokluk denkleminden kaynaklanan sınıfsal yapıyı ele alıyor. Yetiştirilen oligarklar çaresiz bireyleri denek olarak kullanıyor.

Aslında kurgusal olaylar, gerçek hayatın olumsuz yönlerinden etkilenmeyen zihinsel komplikasyonları tetikliyor.
Övgü ve yergi de burada karşımıza çıkıyor.

Sistemde, söylemin geldiği sese destek olguya biat etmek anlamına gelmeyecek, eleştiri de bütünlüğü yok saymayacak şekilde yer almayı gerekli kılıyor.

Halbuki veriler hiç de ‘kalamar’ın eğlenceli ve ürkütücü yanlarını gizlememişti.

TEMEL İHTİYAÇLARIN LÜKSLEŞMESİ

Birleşmiş Milletlere bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü’nün tahminlerine göre dünyada işsiz sayısı 2022 yılı için 200 milyon civarında olacak.

Ucuz iş gücüne sahip Çin’de de durum farklı değil.

Ulusal İstatistik Bürosuna göre 2020 yılında ülke ekonomisi salgının etkisiyle 28 yıl sonra ilk kez küçüldü ve ilk çeyrekte bir önceki yıla göre yüzde 6,8 daraldı.

İşsizlik sayısının 70 milyon civarında olduğu söylendi ve küresel çapta yaşanan kriz insanı dört temel başlık altında buluşturuyor/buluşturdu.

1.SAĞLIK

2.GIDA

3.EKONOMİ

4.GÜVENLİK

Bu çerçevede Çin yönetimi, vatandaşların davranışlarını ‘sosyal güven’ başlığı altında sıralayacak büyük bir puanlama sistemi kurdu.

On milyonlarca kamera tarafından gözetlenen toplum, ‘ödül ve ceza’ sistemine tabii tutuluyor.

Uygulama ile kara listeye giren 11 milyon 140 bin kişi uçağa, 4 milyon 250 bin kişi ise yüksek hızlı trene binemedi.
Yeni sistem aslında tüm dünyada ısınma turları atıyor.

Ülkemizde covid-19 sebebiyle bazıları, hastalara bakılmaması gerektiğini defalarca vurguladı.

PİRAMİTTE YÜKSELİŞ VE DEĞER KAYBI

Beyanın gerekçelendirilmesi, yönlendirilmiş veya tahakküm isteyen oligarkların halk üzerinde etki alanı esnekliğin ortaya çıkmasını sağlamak olarak yorumlanabilir.

Taviz tavizi getirir anlayışı toplumda, örnek alınarak yaygınlaştırılan en basit yöntemdir.

Siyasi parti veya hareket/oluşumları incelediğinizde başladığı heyecana duyulan özlem, son ana denk gelmektedir.

Sistemin çarkları piramitte ilerlemesi için; harekete; ortaya koyduğu ilkeleri birer basamak olarak sunmaktadır.
Değer ve güç kimi zaman ters orantıyla sabittir.

Bu veriler ışığında Facebook, internetin geleceği olarak görülen sanal gerçeklik evreni ‘metaverse’i inşa etmek için harekete geçti. ABD merkezli firma önümüzdeki 5 yılda Avrupa Birliği üyesi ülkelerden ‘metaverse’in inşası için 10 bin kalifiye elemanı işe alacağını duyurdu.

Microsoft’a ise ölen kişilerin kişisel bilgilerini kullanarak sohbet robotu yapmaya olanak tanıyan bir patent verildi.

Kurulan sprem ve tohum bankalarıyla gelecekte insana nelerin sunulacağı böylece netleşmiş oluyor.

Dünyanın en büyük sperm bankası Cryos’un Danimarka’daki direktörü Oole Schou 2009 yılında yaptığı açıklamada şunları kaydetti;

“sperm bankaları ilk kurulduğunda, doğacak çocuğun cinsiyetini, saç rengini, ten rengini ve ırkını, yasalar gereği hastası için sperm seçen doktor belirliyordu. Eski sistem sanki diktatörlük gibiydi. Çocuk sahibi olacak kişinin sperm seçme şansı yoktu. Şimdi biz de ABD modelini uyguluyoruz ve doğrudan çocuk sahibi olmak isteyenler, kendi aradıkları nitelikte sperm satın alabiliyorlar”

Milyonlarca insanın verileri depolanıyor ve değiştirilebiliyor.

ABD’de yapılan çalışmalarda vücuda yerleştirilen bir cihaz ile insan zihninin frekans dalgaları ölçülerek ne düşündüğü algılanabiliyor.

Elon Musk Ağustos 2020’de açıkladığı projeyle, kelimeleri yazı diline çevirdiklerine işaret etti.

Henüz doğmamış çocukların ilk temasları dahi belirli programlarla odak merkezlerine ebeveynler tarafından şuurlu/şuursuz iletilebilmektedir.

Dolayısıyla insan, istenilen tipolojiyle ‘sunulacak’, yükleme yapılabilecek, eksiklik/fazlalık üzerinde karar kılınabilecek.

İsrailli yazar Yuval Noah Harari, sorun çözümü için hükümetlerin vatandaşları takip etmesi ve kurallara uymayanları cezalandırmasının gerekli olduğunu söylüyor: “İnsanlık tarihinde ilk kez bugünkü teknoloji sayesinde herkesi her zaman takip etmek mümkün.”

Adorno ve Horkheimer’in dediği gibi; hiçbir şey hareketsiz kalmayacak sürece uymayan ürünler piyasaya çıkarılmayacak, topyekunluk esas olacak.

MERKEZ KAÇ KUVVETİNDE DEĞİŞEN İDEALLER

Bilim, teknolojinin gelişmesiyle ‘metafizik’ alanına dahil oldu.

Yoklar mı var edildi, var olanlar mı yoktu?

Yeni ideoloji; uymayanı, tüketmeyeni, savrulmayanı dehlizlerde keşfedip; bağımsız-eleştirel düşünceyi yok etmek üzerine kuruludur.

Politik/ekonomik/kültürel sansür, ilke/değer/anlam seviyesini inkâr edip ‘karar vericiyi’ posthümanizm içerisinde var etmeye çalışıyor.

‘Karar verici’ çok uluslu müktesebatını her suni bağlara karşı çıkışlarında revize etmektedir.

Kurgulanan perdede İktidarlara birer görev atfedildi; toplumları konsolide etmek.

Bu çerçevede; üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet hakkı, toplumları derinlemesine ikiye ayıran somut bir delildir. Dolayısıyla, halkın özgürlüğünü/saygınlığını/yaşam şartlarını belirleyeceği zemin parasal iktidarıdır.

‘Hayali’ ortamda bulunan merkezkaç kuvveti sistemde vücut bulmuş, geçişken idealler üzerinde toparlayıcı/ayrıştırıcı/çıkarcı denge oluşturmuştur.

Daire içerisinde kalkmak isteyen birey, koordine edilmemiş, zevk temelli içgüdüsel arzular kümesinden (id) çıkmamak için, yeniden tanımlanacak ve kimliğe (ID) kavuşacak.

İnsan zihninde etkileşime giren üç katman kümesi, paylaşıma açık akabinde ise sorgusuz tek mercide toplanacaktır.

Freud’un, “Tüm ahlaksal kısıtlamaların temsilcisi, mükemmellik yolundaki çabaların savunucusudur” mottosu ‘karar vericiye’ devredilmek isteniyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu