Radar Sisteminin Gelişimi ve Önemi

Eylül 2008 Pazar günü bir yetkili, ABD Ordusu’nun İsrail topraklarına gelişmiş bir Amerikan Radar sistemi konuşlandırdığını söyledi, amaç İran’dan gelebilecek balistik füzelere karşı savunma sağlamak. Sistemin başlangıçta yönetimi Amerikan mürettebatı tarafından yapılacak.  Necef Çölü’ne kurulacağı söyleniyor. ABD’li yetkili sadece İsrail’e değil ABD’ye de hizmet edeceğini söyledi

2008 yılındaki açıklamaya bakarak 2021 yılına geldiğimizde hep aynı bahane diyebiliriz…

Radar sistemi ne işe yarar? İsrail’in radar sistemine neden ihtiyacı var?

RADAR, Radio Detection and Ranging System ‘in kısaltmasıdır. Bir nesnenin RADAR ‘ın yerleştirildiği noktadan konumunu ve mesafesini tespit etmek, izlemek, bulmak ve tanımlamak için kullanılan elektromanyetik bir sistemdir. Hedefler değişkenlik gösterebilir, gemiler, uçaklar, kara araçları, astronomik cisimler, uzay aracı, yağmur, uçan hayvanlar vb.

Radar ilk olarak Alman mühendis Christian Hülsmeyer’in elektromanyetik dalgalar ile gemilerin yerini belirlemek için geliştirdiği icadını tescil ettirmek istemesi ile bulundu. Tescil için 1904 yılında Almanya ve İngiltere’de patent başvurusunda bulundu. 30 Nisan 1904 tarihinde Kraliyet Patent Dairesi, Christian Hülsmeyer tarafından geliştirilen, “uzaktaki metal nesnelerin yerini bir gözlemciye bildiren” cihazı 165 546 No’lu belge ile tescil etti. Böylelikle insanoğlu tarihte ilk defa uzaktaki bir nesneyi görmeksizin tespit edebildi.

1930’lara gelindiğinde radyo dalgaları ile uçakların tespiti üzerine yoğun çalışmalar yapıldı. ABD, Büyük Britanya, Almanya, Fransa, Sovyetler Birliği, İtalya, Hollanda ve Japonya ardı ardına radar sistemleri ile deneyler yapmaya başladılar. Neredeyse aynı anda başlayan çalışmalar o günlerde farkında olunmasa da ilerleyen yıllarda ülkelerin kaderini belirleyecekti. II.Dünya Savaşı’nın başında bazı ülkelerde basit türde operasyonel radar ekipmanları vardı. Çalışmalarında başarılı sonuçlar alan en önemli iki ülkeden biri ABD’di. Amerika, Washington D.C.’deki ABD Deniz Araştırma Laboratuvarı’nda (NRL) radar etkisinin ilk gözlemi 1922’de yaptı. Başarılı sonuçlara rağmen ABD deniz kuvvetleri gerekli parayı vermeye yanaşmadı. Los Angeles Hyland, 1930’da NRL’de uçan bir uçağı tespit için dalganın geri gelmesini gözlemlediğinde radar prensibi “yeniden keşfedildi”. Hyland ve NRL’deki ortakları, radyo dalgaları yoluyla nesne tespitinde başarılı olsalarda ABD donanması gereken ilgiyi yine göstermedi. Ancak 1939’un başlarında USS New York savaş gemisinde denizde kullanıldı. Gerçek manada ABD ilk radar sistemini 1941 senesinde kullandı. Japon savaş uçaklarının 7 Aralık 1941’de Honolulu yakınlarındaki Pearl Harbor’a yaklaştığını tespit eden, o sırada Hawaii’de bulunan altı cihazdan biri olan bir SCR-270 idi; ancak, radar sistemlerinin önemi bombalar düşmeye başlayıncaya kadar çok da takdir görmedi.

Bir diğer ülke olan İngiltere ise belkide radarı dünyada ilk defa en bilinçli kullanan ülke konumundaydı. 1935 senesinde uçakları tespit edebilmek için başlayan çalışmalar artan savaş olasılıkları ile hızlandırıldı. Mühendislerini özel olarak teşvik eden ve fonlayan İngiliz yönetimi 1938 yılında ilk radar sistemini üretti “Chain Home” adını verdikleri radar İngilizlerin ve 2.dünya savaşının kaderini belkide değiştiren en önemli etmenlerden biriydi. Ağır alman hava saldırılarına karşı koymada büyük başarı sergiledi. Radarın buluşunda ekip lideri olan Sör Robert Watson İngiliz hava savunmasının başarılı konumlanmasını sağladı ve Alman hava saldırıları sonuçsuz kaldı ve ağır kayıplar vermeye başladılar.

 

Chain Home Radar Sistemi

 

Almanlar ise belkide tarihte bilindikleri gibi çalışkan ve disiplinli bir karaktere sahip değildir. İşin şakası bir yana Almanlar savaş başlarında radar geliştirme konusunda en ileri teknolojiye sahip ülkeydi ancak 1940’lara doğru savaşın biteceğini düşünerek çalışmaları durdurdu. Yukarda bahsettiğimiz iki ülke ise hız kesmeden devam etti.

  1. Dünya savaşı ile önemi anlaşılan radar günümüzde de büyük önem arz etmekte. Tekrar en başa gelirsek ABD’nin İsrail’e kuracağı radar sistemi bölgedeki güç hakimiyetinin en büyük güvencesidir. Düşman olarak tanımlanan her nesnenin takibini yapmak için görmek gerekir, görmek içinde gelişmiş radarlar lazımdır. İsrail’in şu ana kadar radar sisteminden yoksun girdiği savaş yoktur veya saldırı desek daha doğru olur. Örnek vermek gerekirse:

“Haziran 1982, radar ile bir seferde 250 uçağı izleyebilen Amerikan yapımı bir uçak, bu hafta Orta Doğu’daki savaşta hava hakimiyetini neredeyse tamamen İsrail’in almasını sağlıyor.” Basitleştirecek olursak İsrail dışında hava saldırısı yapabilecek kimse olamayacak deniyor. Zaten o dönem bölgedeki çoğu ülkenin savaş uçakları toplamının en az yarısı bu sayıya eşit olabilir.

İsrail saldırıda da ilk hedef olarak hep karşı tarafın radar sistemlerini(gözlerini) hedef alıyor. Örnek olarak:

“Ocak 1970, İsrail 7 Tonluk Radarı Mısır topraklarında ele geçirdi ve helikopter ile çıkardı.”

Günümüze kadar kendini dışarıdan özellikle de ABD’den besleyen İsrail artık bu ihtiyacını nasıl karşılıyor? Israel Aerospace Industries (İsrail havacılık ve uzay endüstrisi)’i 1953’te Lod şehrinde kuruldu. Bu şirketin görevi havacılık alanında gerekli ihtiyaçları üretmek ve tedarik etmektir. *Özelikle 2000’li yıllarda hızlı gelişen firma çok sayıda radar sistemine sahip ve aktif olarak kullanmakta. Bunlardan iki tanesi ELM 2106 ATAR ve ELM 2084 sistemleri NATO ülkesi/ ülkeleri tarafından kullanılmıştır. * ELM 2084 radar sistemi çokça duyulan Demir Kubbe sisteminin de radar kısmını oluşturuyor. Özellikle 450 km’ye kadar çok etkili radar sistemleri bulunan israil daha yüksek menzillerde başarılı değil. Şubat 2019 yılında Ukrayna’dan satın alınan Kolchuga radar sistemi 10km-800km’ye kadar hava hedeflerini tespit edebilecek kabiliyete sahip. Bu gelişme gösteriyor ki israil medyada bahsettiği gibi kendi başına her şeyi yapabilen bir ülke değil ve elindeki sistemleri geliştirme noktasında da gücü sınırlı. ABD’nin 600 km menzilli AWACS uçaklarıda israil’in bir başka uzun menzilli gözleri.

Şüphesiz bölge ülkeleri ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir teknolojik gelişmeye sahip olan İsrail, bu gücünü her geçen gün artırmak için müttefik ülkeleri ile sıkı çalışma içerisinde. ABD’nin silahlanma desteğinin yanında İsrail’e sağladığı ar-ge destekleri azımsanmayacak kadar ciddi boyutta. Ancak bu yapılan yardımlar dahi İsrail’in yeteri kadar kendini korumasını sağlamıyor. Burada radar sistemlerinin karşı hedefleri görme noktasında bahsedildiği kadar ya gelişmiş değil ya da karşı tarafın teknolojisi çok daha üst düzeyde. İkinci söylediğimin olma ihtimali çok düşük. Hamas gibi imkanları kısıtlı bir örgütün kısıtlı alandaki faaliyetlerini görmemesi İsrail’in medya üzerinde kurduğu her şeye hâkim olma algısının doğru olmadığını gösteriyor.

O zaman soru şu olmalı radar teknolojisi daha da gelişirse bu sistemlere karşı çıkmak için ne tür teknolojik gelişmeler yaşanıyor? Elbette yaşanıyor. Hipersonik füzeler. Rusya’nın geçtiğimiz yıllarda denediği Tsirkon füzesi 8,5 mach hızı geçtiği iddia edildi(1mach=0,34km/s). Bu şu demek oluyor yaklaşık olarak saniyede 3 km yol kat ediyor. F 35 savaş uçağının maksimum hızı 1.6 Mach olduğu düşünülürse kıyasta daha anlaşılır olabilir. Bu hızlar arttıkça radar görse dahi savunan füze ateşlenip yakalayabilir mi?

  • Veriler Israel Aerospace Industries resmi web sitesinden alınmıştır. Israel Aerospace Industries (https://www.iai.co.il)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu