Bangsomoro’nun Uzun Yürüyüşü “Mücadele, Diplomasi ve Devlet”

370 yıllık bir var olma mücadelesi onların ki. Modern insanın üç gün bile taşıma kudretin sahip olamadığı var olma azmini yıllara hatta asırlara işleyen bir yürek cihadı BANGSOMORO.

Çilelerine, savaşlarına ve büyük kavgalarına şahit olduğumuz ve destanlaşan Moro cihadı ve Bangsomoro Müslümanları büyük ve tarihi bir zafer kazandılar. Dünyanın en uzun savaşının ardından istikrar, gayret ile İslami ve vicdani kaidelere uyarak büyük bir müjdenin sebebi oldular. Dünyadaki pek çok bölgede Müslümanlar çok zor bir dönemden geçiyorlar, tamda böyle bir zamanda kazandıkları zafer, mücadeleleri gibi öğretici ve müjdeleyici oldu. Savaşı tamamlayan diplomasi ve devletleşme sürecini muazzam bir şekilde yönetirken bir mücadele metodolojisini de model olarak ortaya koydular.  Kamu diplomasisi mesaimin sivil ve kamu ayağında da bu mücadeleye destek vermenin onurunu yaşıyorum. Bugün en çok arzu ettiğim şey Moro halkının mücadelesinin tüm boyutları ile kaleme alınması. Aslında sadece izlenim yazıları, gazeteci yazıları ile bu mücadeleyi anlatmak yeterli olmaz, mutlaka ampirik saha çalışmaları ve doktora düzeyinde ilmi çalışmalarla bu mücadelenin bir model diplomasi çalışması olarak bilinir kılınması gereklidir. Zira İslami mücadele ve Cihat’ın stigmatize (damgalanma) edildiği bir dönemde dikkatle bu oyuna gelmeyen MILF yöneticilerinin süreç yönetimleri çok iyi düzeyde bilinmeli, tartışılmalıdır. ESAM ve CANSUYU tarafından ülkemize defaten davet edilmiş olana Dr. Hacı Murat İbrahim bu sürecin yaşayan en önemli aktörü. O başta olmak üzere bu mücadeleye emek vermiş isimlerle yapılacak görüşmeler çerçevesinde bu mücadeleyi sürdürülebilir kılan özelliklerinin bilinmesi gereklidir. Pek tabi bu durum sadece MILF liderleri ile açıklanabilecek bir durum değildir, bu süreç özü itibariyle Moro halkında gizlidir. Önerdiğim ilmi sürece katkı niteliğindeki bir yaklaşım için bu yazımın katkı sunacağı ümidi ile biraz sosyal, kültürel ve demografik okuma yapmak istiyorum. Ayrıca bu muazzam İslami hareketin kurucusu Selamet Haşimi’nin İslami mücadele algısını da ifade etmeye ve bugün mevcut durumu kısaca anlatmaya çalışacağım.

Ayrıca ifade etmem gereken özel bir nokta daha var. Bu yazıyı Özbekistan’ın Buhara kentinde İmam-ı Buhari’nin Sahih-i Buhari derslerini okuttuğu Mescid-i Kalon’da çok özel bir mana ikliminde kaleme almanın muazzam bahtiyarlığı içinde yazıyorum.

Moro Neresidir?

Bangsomoro, Malay-İndus hattında, kadim dönemlerden başlayarak, güçlü ve ince bir medeniyetin inşa edildiği, adalardan müteşekkil bir Güney Asya toprağıdır. Bangsomoro’yu oluşturan her ada toplumu benzer özelliklerinin yanında, kendi içinde farklı antropolojik, sosyolojik kodlara da sahiptir. Bugün Filipin olarak bilinen ada devletinin, İslam sonrası dönemde İslam medeniyetinin inkişaf ettiği bir bölge olduğunu söylemek de mümkündür. Arap tacirlerin hassas irşat faaliyetinin etkisiyle, anemist dönemlerini terk ederek hızla İslam olmuş olan bir coğrafyadır. İslamî metinlerle hızla temas ederek ve İslamî bir devlet tecrübesi olarak yaşama temayülü ile bölgede Manila İslam Prensliği, Sultan Kudarat, Sulu, Palavan İslam Prensliği, Maguindanao Sultanlığı gibi önemli deneyimler de elde etmişlerdir.

Moro, Filipinler Cumhuriyeti’nin en doğusunda, Ülkenin üçte birini kaplayan ada topluluğu olan Mindanao’da bulunan Müslümanların yaşadığı bir özerk bölgedir.

2010 nüfus sayımına göre 92,3 milyonluk Filipinler nüfusunun dörtte birine sahiptir. Mindanao Halkını üç kategoriye ayırmak mümkündür. Bunlar: Bangsomoro Halkı, Lumadlar ve bölgeye göç yolu ile gelmiş olan Hristiyan Filipinolar’dır.

Mindanao Adası, geniş ve verimli tarım arazileri, iş fırsatları, zengin deniz ürünleri, balta girmemiş bakir ormanları, üretilen envai çeşit meyve ve sebzeleriyle, 1950 yılında “Sözler Kıtası” olarak tanımlanıyordu. Günümüzde ise kısa vadeli kazançlar için tekelleştirilen ve sömürüye açılan doğal kaynakları, tarım arazileri, maden yatakları ve geniş ormanlarıyla pek çok insanın yoksulluk, mahrumiyet ve güvensizlik içinde yaşadığı bir yere dönüşmüş oldu.

Mindanao’nun %55’i verimli orman arazisidir. Ada topraklarının neredeyse üçte biri tarıma ayrılmıştır. Mindanao, Filipinler’in gıda ihtiyacının %40’ını karşılamaktadır. Balık endüstrisi üretiminin yarıdan fazlası da bölgeden karşılanmaktadır. Adada pirinç, mısır, Hindistan cevizi, şeker kamışı, kahve, tütün ürünleri, muz, çeşitli meyve ve sebzeler, tatlı patates, ananas, kabak ve soğan üretimi yapılmaktadır.

Dünyanın en büyük nikel rezervi bu bölgede bulunmaktadır. Bunun yanı sıra altın, demir, gümüş, kurşun, çinko ve krom yatakları da oldukça geniş yer kaplamaktadır. Metal olmayan elementlerden sülfür, magnezit ve fosfat da bulunmaktadır.

Filipinler Millî İstatistik Bürosu’nun verilerine göre 2000 yılında Filipinler geneli için yoksulluk oranı %40 iken, ARMM “Bölgesel Yönetim Birimi” için bu oran %74’tür. Barış zamanlarında bile bölgenin çoğunluğu gıda yoksunluğu içinde yaşamaktadır. 2007’de yayımlanan Dünya Gıda Programı Raporuna göre bölgede pek çok çiftçi, bir başkasının toprağında işçi olarak çalışmakta ve aldığı ürünün %90’ını toprak sahibine vermektedir.

ARMM Bölgesi, Filipinler’in ortalama yaşam süresi ve eğitim düzeyi açısından en düşük seviyeye sahip bölgedir. Örneğin Sulu’da ortalama yaşam süresi 1997 yılında 56,8 iken 2009 yılında 49’a gerilemiştir. Tawi Tawi’de 1997’de eğitim endeksi 0,823 iken 2009 yılında %60,3 düşüşle 0,716’ya gerilemiştir.

Kısaca bölgenin asıl sahibi olan Bangsomoro Halkı her açıdan Filipin devletinin örselediği bir bölgeye dönüşmüş durumdadır

Kültürel Yaşam

Etnik olarak adada yaşayanların çoğu İndo-Malay’dır. Moro Halkı kökenlerini daha çok İslamlaşmış Malay dünyasına dayandırmakta, İslam medeniyeti ve Ortadoğu’dan beslenmektedir. Filipinolar ise Katolik inancı benimsemiş ve kendilerine kültürel model olarak İspanya’yı seçmiştir. Siyasi yapılanma modeli ve ikinci dil seçimi açısından ise ABD’ye yönelmektedirler.

Müslüman halk arasında, devletin kanun ve kuralları yanı sıra örf, adet, gelenek ve İslam hukuku hakimdir. Ancak çoğunluğu Hindu ve Malay kökenli olan bazı batıl inanç, pratik ve kuralları da halk arasında yaygındır. Batı Mindanao bölgesi, Filipinler’de en düşük okuma-yazma oranına sahip olan bölgedir; okuma-yazma bilenlerin çoğunluğunu da Hristiyanlar oluşturmaktadır.

Moro’da Küresel Olarak Neler Yaşanmaktadır?

Bangsomoro, İspanyol-Katolik saldırganlığının hedefi olduğu 1565 yılından itibaren keskin bir savaşın muhatabı olmuştur. Müslümanlarının bu beş yüz yıla yakın süren var olma ve var kalma savaşının ilk muhatabı İspanyollar Amerika’ya yenilince, işgalin sadece adı değişmiş; Amerikan müstemlekesi ile bölgedeki işgal yeni bir boyut kazanmıştır. Amerika ile Moro Müslümanları arasında her ne kadar antlaşmalar yapılmış olsa da yeni model istilacılık, antlaşma metinlerinde yaptıkları tahrifatlarla ve eklemelerle işgallerine yeni renkler de katmayı başarmışlardır. Amerika kısa bir zaman içinde bölgede etnik ve bölgesel bir temeli olmayan, “Kral Philip’in Adamları” anlamına gelecek şekilde Katolik ve İspanyol nitelikli bir karma toplum olarak “Filipino” diye bir etnik tanımlama yapmış; kendilerine Filipin Devleti’ni hediye etmiş ve Yeni Filipin Devleti’ne üç önemli vazifesini vermiştir

  1. Bölgenin tümünün Hristiyanlaştırılması projesinin gerçekleştirilmesi,
  2. Başlayan işgalin ve Müslümanların yok edilmesi misyonunun tamamlanması,
  3. ABD’nin Malaka Boğazı başta olmak üzere, bölgesel hakimiyetinin temin edilmesi.

Filipin             hükümetleri bu tarihi varoluşsal misyonlarının gereğini uzun yıllardır yapmaya devam edegelmişlerdir. Bugün bölgedeki gerilimin ve devam edegelen çatışmaların kısa özeti aslında budur.

Marcos dönemi özellikle dikkat çekicidir. Marcos 70’li yıllarda büyük bir yalan ile bölgesel işgalini temellendirecek bir propaganda yürütmüştür. Hatta Moro (Moron’dan çağrışımla) isminin bölge halkına bu vesile ile verildiği de ifade edilmiştir. ABD destekli Marcos hükümeti Mindanao adasında yaşayanların pagan yerliler olduğunu, Filipin hükümetinin de bu paganları medeniyete ulaştırmak amacıyla mücadele ettiğini ifade ederek küresel bir propaganda yürütmüştür. Üstelik bölgede prodüksiyonla bir film platosu oluşturularak bir pagan komün oluşturulmuş ve dünya bu ahlaksız yalanla kandırılmaya çalışılmıştır. Fakat aynı yıllarda Batılı bir gazeteci bölgede yaptığı çalışma ile bu yalan propagandayı deşifre etmiştir.

Moro’nun tarihi, gündelik yaşamı, işgal ve bu işgale direncin tarihidir. Direnmek, mücadele etmek, Moro halkının gündelik işlerindendir. Hayat, direnmek ve var olmaktır. Bu haliyle savaş tarihçileri dünyanın en uzun istiklal harbi olduğunu ifade etmektedirler. Güçlü devlet deneyimleri, olgunlaşmış toplumsal standartları, görgülü, güçlü aile dokuları ve inşacı İslamî perspektifleriyle, mücadelenin en sert zamanlarında bile toplumsal dokularını muhafaza etmeyi başarmışlardır. Mücadelenin karakterini, dinin ölçüleri, geçmişteki güçlü devlet deneyimi ve bağımsızlık konusundaki yüksek motivasyonları imal etmektedir.

 

Moro İslami Mücadelesinin Kısa Tarihi

365 yıllık büyük ve tarihi mücadelenin, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki karakteri dikkat çekicidir. Mindanao bağımsızlık hareketi olarak başlayan modern dönem, 1969 yılında Filipin Üniversitesi hocalarından Nur Misuari’nin öncülüğünde sahip olduğu niteliği daha da  zenginleştirme fırsatı bulmuştur. Diplomatik zenginleşmenin yanında, entelektüel bir hacim de kazanmıştır. Küresel düzeyde büyük bir diplomatik çaba ortaya konmaya çalışılmış ve İslam ülkeleri başta olmak üzere, küresel düzeyde alaka oluşması temin edilmiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere pek çok aktör bu diplomatik süreçte katkı sağlamıştır. Özellikle Libya Lideri Muammer Kaddafi’nin bölge Müslümanlarına verdiği destek takdire şayandır. 70’li yıllar sonrasında İslam dünyası ile temasların artması ile birlikte Moro’lu gençlerin tahsil ve cihad tecrübesi için farklı İslam bölgelerine gitme süreçleri başlamıştır. İslam dünyasına giden Moro’lu gençler mücadelelerin geniş bir zeminde tanınmasında önemli bir rol oynamışlardır. Bunun yanında aldıkları eğitimle de mücadele entelektüel bir derinlik kazanmıştır. Özellikle Afganistan, Mısır ve Medine’ye giden gençler bu bölgelerde diğer İslami hareketlerle de etkileşim içine girmişlerdir.

İslami Mücadelenin Temel Karakteristiği

 Nur Misuari’nin başlattığı, derin ve daha nitelikli mücadele, Selamet Haşimi’nin teşekkül ettirdiği ve bugün de bölgede Moro halkının yegane temsilcisi olan Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF)’nin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Selamet Haşimi eğitimini İslam dünyasında almış önemli bir mücahid komutan ve önemli bir entelektüeldir. İslami mücadelenin kitabi boyutu yanında, kadroların yetiştirilmesi ve halkın cihada intibakları konusunda ortaya koyduğu çalışmalar bugünkü zaferin en büyük sebebi sayılabilir. Bulunduğu Mısır başta pek çok İlim adamından istifade eden Selamet Haşimi’de Hasan El-Benna ve İhvan düşüncesi önemli tesirler bırakmıştır. Davet ve tebliğ esaslı zihin dünyası Cihat pratiği içinde olgunlaşarak güçlü bir derinlik kazanmıştır. Kadroları yanında, halkın eğitimi konusunda da oldukça güçlü bir model kurmuştur. Mısır’daki doktorasında bölgedeki İslam çalışmaları ve Asya’daki İslami çalışmaları konu etmiştir.

 Selamet Haşimi, mücadeleyi dört temel karakter üzerine inşa eder:

  1. Moro’nun İslamlaştırılması,
  2. Moro Halkının idari ve kurumsal kapasitesinin geliştirilmesi,
  3. Askeri yapının kuvvetlendirilmesi,
  4. Kendi ayaklarının üzerinde durma kabiliyeti.

Moro’daki savaşın açık-gizli temel hedefi, İspanyol sömürgeciliğinin de temelinde var olan, Müslümanların yok edilmesidir. O nedenle bu saldırganlığın temelinde İslam karşıtlığı vardır ve çıkış noktası: adanın Müslüman olarak kalmamasını temin etmektir. O halde mücadelenin temeli bu İslamsızlaştırmaya karşı koymak olmalıdır.

Buradaki en önemli noktalardan biride şudur. Selamet Haşimi tarafından sistemleştirilmiş modelin de etkisi ile, Moro halkı ne için mücadele ettiğini çok iyi bilerek, işgal edilmiş toprakların kurtarılmasını yaşamın merkezine koymuştur. Bu nedenle Moro Cihadı dünyanın en meşru, makul ve legal bir direnişidir. Gündelik hayatı ve yaşamın tüm ekonomisinde Cihad en değerli yerde durmaktadır. Bir tam günlük mesaide üretilen değerin ve ürünün yarısı haneye yarısı cihada ayrılmıştır. Bu türden hassas bir süreç yönetimi Moro Cihadını yerli bir hareket olmanın yanında dışarıya muhtaç olmaktan da kurtarmıştır. Son dönemde Müslümanların gündemini meşgul eden marjinal ve küresel şebekelere güdümlü yapılar bölgede etkili olamamıştır. Moro İslami hareketi bu mücadeleyi halkını da eğiterek sürdüren güçlü bir teşkilat alt yapısı kurmayı başarmıştır . Moro İslami Hareketini tek ve meşru temsilcisi olan MILF’i biraz tanıyalım.

MILF (Moro İslami Kurtuluş Cephesi)

MILF (Moro İslami Kurtuluş Cephesi), Selamet HAŞİMİ tarafından teşekkül ettirilen ve Bangsomoro Halkının siyasi, hukuki ve askeri haklarının koruyucusu bir teşkilatlanmadır. Uluslararası kurumlar tarafından da muhatap olarak kabul edilen ve tanınan, siyasi nitelikli bir yapıdır. MILF, 1970’lerden sonra Selamet HAŞİMİ’nin önderliğinde Nur Misuari (MNLF)’den devralmış oldukları Bangsomoro mücadelesinde çok önemli gayretler ortaya koymuşlardır. MILF organizasyonu içerisinde askeri çalışmaların yanında siyasi çalışmalar, eğitim faaliyetleri ve Bangsomoro Halkının temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik organizasyonlar ile eğitim, sağlık, uluslararası diplomasi, sosyal hizmetler gibi birimler ve üniteler bulunmaktadır. MILF, özellikle son dönemde Filipin Hükümeti ile barış sürecinin en önemli taşıyıcısı ve Bangsomoro Halkının yetkili tek temsilcisidir. Bu temsilini ortaya koyarken hem uluslararası gözlemcilerin beklentilerini karşılamış hem de bu konudaki samimi tutumunun gereği olan her türlü diplomatik hassasiyeti göstermiştir

Askeri kapasitenin varlığı ve caydırıcı etkisi önemlidir. İnşa edilecek devletin resmi ordusu olarak da düşünülen bu yapının legal bir görünümle ve nitelikli bir şekilde var olması değerlidir. Bugünde bölgedeki polisiye yapı ve ihtiyaç halindeki güvenlik alt yapısı MILF mücahitlerinden oluşturulmuştur.

Müstakbel Moro’nun var olmasına yönelik olarak en önemli prensiplerinden biri de “yerli ve millî” karakteridir. Hiçbir illegal yapının mücadeleyi manipüle etmesine müsaade etmeyecek bir yaklaşım benimsenmiştir. İllegaliteden uzak durularak devletleşmenin gerektirdiği bir yerel motivasyona odaklanılmıştır. MILF’in bu konudaki hassas tutumu bugün de devam etmekte ve mücadele herhangi bir meşruiyet krizine düşmemektedir

Güncel Durum ve Zafere Giden Yol

Nur Misuari ile başlayan gayret Selamet Haşimi ile disiplinize olmuş ve diplomatik süreç Hacı Murad İbrahim döneminde de aynı ciddiyetle devam ettirilmiştir. Küresel hiçbir taciz, sabotaj ve motivasyon örseleyici tutuma teslim olunmayarak bugünkü sürece ulaşılmıştır. Diplomatik süreç 1976 yılından itibaren hız kazanmış fakat Filipin tarafının olumsuz tutumları sebebiyle hep askıda kalmıştır. İİT başta olmak üzere pek çok uluslararası aktör sürece dahil olsa da süreç tamamlanamamıştır. 2010 sonrasında daha sistematik bir gayret MILF tarafından ortaya konulmuştur. Türkiye başta olmak üzere belli başlı ülkeler sürecin silahsızlanma ile başlayıp barış görüşmelerine ulaşması konusunda önemli çabalar ortaya koymuşlardır. Özellikle Türk STK’ları olan CANSUYU ve İHH’nın gayretleri oldukça dikkat çekici ve cesaretlendirici olmuştur. İHH bölgede açtığı ofis ile konuyu bizzat yerinde takip ederken CANSUYU bölgesel yardımlar yanında önemli diplomatik destekler sunmuştur. Diğer Türk STK’larının gayretleri ile bu hassas süreç oldukça etkin bir şekilde yönetilmiştir. Türkiye’nin STK desteği, gözlemci statüde sürece verdiği katkı yanında kalkınma yardım programına bölgeyi alması da büyük faydalar oluşturmuştur. Özellikle insan kaynağı kapasitesinin artırılmasına yönelik bu çalışmalar müstakbel devletin en önemli ihtiyacı olan insan kaynağı ihtiyacını karşılayabilecektir.

Bu konuda Filipin hükümet başkanı Sn. Duterte’ninde iyi niyetli ve yapıcı bir yaklaşım içinde olduğunu ifade etmek lazımdır. Filipin içinden ve dışından gelen muhalefete kulak asılmayarak sürecin bu noktaya gelmesi de oldukça değerlidir. ABD, Çin ve hatta İsrail’e kadar pek çok ülkenin Malaka Boğazı’nın da yakınında olan bu kritik ada coğrafyası ile ilgili hesapları düşünüldüğünde süreç Allah’ın bir lütfu ve MILF’in gayretinin bir mahsulüdür.

Silahsızlanma sürecini ve barış taahhüdünü yerine getirme konusunda büyük gayret MILF’indir. İçerideki muhalefeti aşarak halkı bu sürece inandırmak samimiyet ve güvenin bir sonucudur. Az bir marjinal grup haricinde halk MILF kadrosundan büyük bir eminlik içindedir. Savaşın devam etmesini istese hiç tereddüt etmeyecek olan Moro halkı adım adım barışı ve diplomasiyi odaklayarak zafere yürümüştür.

Anayasal hazırlık süreci yanında Bangsomoro Kalkınma Programı da başarı ile yürütülerek bölgede yapılacak referandum sürecine bölge tüm boyutu ile hazır hale getirilmiştir. En kritik yasal hazırlık süreci de oldukça hassas bir şekilde yürütülmüş tatmin edici bir şekilde tamamlanmıştır. Özellikle bölgede yaşayan Hristiyan ahalinin hukuku koruma altına alınarak muazzam bir tarihi adım ve yasal metin ortaya koyulmuştur. Bu güven iklimin oluşturduğu etki ile referanduma gidilmiştir. Halk büyük bir teveccüh göstererek MILF’in  müstakbel devletine EVET demiştir. İki yılı aşkın bu süre içerisinde Bangsomoro Bölgesel Yönetimi Filipin tarafı ile yapılan anlaşmanın gereği olarak kabinesi oluşturmuş ve Hacı Murad İbrahim’i Başbakan olarak seçmiştir. Tüm Bakanlıkları ile bugün Bangsomoro büyük bir gayret içinde bölgesel kalkınmaya yoğunlaşmıştır. Silahsızlanma süreci devam ederken hassas bir insan kaynağı gelişim programı işletilmektedir.

Geçmişteki güçlü devlet deneyiminin yanında, bugün de modern devleti idare edebilecek her sektörde kapasite oluşturulmasına gayret edilmektedir. Osmanlı ile münasebetlerinde beslenen bu ihtiyacın bugün karşılanmasına yönelik her türlü tedbiri almaya çalışmaktadırlar. Malezya, Türkiye, Endonezya, Katar, Pakistan gibi ülkelerde yükseköğrenim konusunda geçmişten beri devam eden gayret, bugün daha da artmış durumdadır. Kendi imkânları yanında Müslüman ülkelerce verilen bursluluk programları Bangsomoronun kapasite inşası açısından çok değerlidir. Bunun yanında profesyonellerin ve sektörlerin oluşumu açısından da destek programları çok büyük bir anlam taşımaktadır. Tüm dünya bu gelişim ve var olma sürecini yakından izlemektedir. Batılı ülkeler başta İngiltere, Norveç, Danimarka başta olmak üzere bu yeni devletin oluşumu ile yakinen ilgilenmektedir. Bu süreçte Bangsomoro devlet erkinin ana beklentisi İslam dünyasıdır. Fakat bu beklenti İslam dünyasından yeterince karşılık görmediğinden bölge yeni bir tehlike ile karşı karşıya kalabilecektir. Devletin kapasite gelişimi için uluslararası destek önemlidir. Ülkemizin de bu konuda vaziyet alması önemli bir sorumluluk ve zorunluluktur. Bangsomoro’nun süreci STK katkısını aşan yeni ve kritik bir eşiktedir. Devlet oluşum süreci devlet aklı ve büyük hacimli küresel kaynakları zorunlu kılmaktadır. Eğer bu destek İslam dünyasından yapılmaz ise Bangsomoro Müslümanları zor bir cendereye girebilirler. Mısır’da Mursi yönetiminin yaşadığı travma ve sonuçların Bangsomoro’da yaşanmaması, halkın inanç ve kuvvesinin zarar görmemesi ve Bangsomoro devletinin Batılı ülkelere mahkum kalmaması için Müslüman devletlerin ve toplumların nitelikli bir katkı sunması zarurettir.

Bangsomoro devlet erki barış süreci yanında devletleşme sürecini de büyük bir başarı ile sürdürmüşlerdir. Anayasal hazırlık sürecinin, kalkınma programının ve devletleşme sürecinin tamamlanması konusunda da MILF ve Bangsomoro halkı kendi üzerine düşeni yapmıştır. Özellikle anayasa metnindeki “gayrimüslimlerin hukuku” konusu bir “insan halkları manifestosu” niteliği taşımakta ve büyük bir hayranlık uyandırmaktadır. Sonraki adımlarını da oldukça başarılı bir şekilde atan Dr. Hacı Murat İbrahim yönetimindeki Bangsomoro kabinesinin desteklenmesi, model bir mücadele ve zafer ortaya koyan MILF ve Bangsomoro halkının geleceğe başarılı bir şekilde yürümesi temin edilmelidir. Hiçbir dış unsura bağımlı olarak yürütmedikleri mücadelelerinde kendi kendine tüm zorlukları aşmayı bilen bu izzetli halkı selamlıyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu