İsrail’in Tek Şansı Demir Kubbe mi?

1948 yılında israil savunma bakanlığının bünyesinde kurulan Rafael Gelişmiş Savunma Sistemleri firması israilin bir çok savunma ve saldırı aracını üreten firma olduğu gibi Demir Kubbe sisteminin ana üreticisi konumundadır.

2006’daki İkinci Lübnan Savaşı’nda Hizbullah’ın roket saldırılarına karşı koymada güçlük çeken israil Demir Kubbe’ye ye olan ihtiyacını artık tartışmaya başladı. 2007 yılında yapımı için somut çalışmalar başladı. Bu çalışmalara maddi olarak ABD desteği ön plandaydı. Temmuz 2010’da, ABD Temsilciler Meclisi, Iron Dome’un(Demir Kubbe’nin) üretimini ve konuşlandırılmasını hızlandırmak için 205 milyon dolarlık finansmanı onayladı ve 2011 yılında tamamlandı. Ancak bittiğinde istenen seviyede olamayan bu hava savunma sistemi için başından beri fon sağlayıcı olan ABD 2012 yılından 2018 yılına kadar ortak üretim maliyetleri ve genel bakım için yaklaşık 1.4 milyar dolar fon sağladı. Tüm bu girişimler neticesinde günümüze ulaşan bu hava savunma sistemini diğer sistemlerle kıyaslandığımızda uzun menzilli olarak adlandıramayız.  S400 hava savunma sistemi gibi değildir, uzun menzilli füzelerde başarılı değildir. Demir Kubbe 4 km ile 70 km arasındaki menzile sahip roketlere, 155 mm topçu mermilerine vb imha etmek için tasarlanmış bir sistem. Kısa menzillerde başarılı bir sistem olsa da uçak ve benzeri saldırılarda istenen başarıyı gösterebilecek bir sistem değildir. Aynı şekilde 4 km civarı atışlara karşıda etki gücü çok düşüktür. Ancak mevcut sınırlarında tüm hava koşullarında çalışmayı başaran bu sistemin israil kaynaklarınca 2500’den fazla gelen hedefe karşı başarısı %90 olarak dile getiriliyor. Son günlerde yapılan saldırılarda ise bu oranın %80’e düştüğü görülmektedir.

Sistemin bir diğer özelliği ise mobil olması ve 3 temel unsura dayanması. Birer radar sistemi, silah kontrol sistemi ve füze ateşleme biriminden oluşuyor. Kontrol sistemi mPrest Systems adında bir israilli yazılım şirketi tarafından geliştirildi. Bu gelişim süreçlerinde ABD savunma firması Raytheon’un emeği çok büyük.

Gelişme evresi her geçen gün süren bu hava savunma sisteminin ilk alıcısı Azerbaycan oldu. 2016 yılında yapılan anlaşma ile satın alınan sistem şu an aktif olarak kullanılıyor. ABD’de bu sistemi alan bir diğer ülke 2.bataryanın 2021’de teslim edileceği biliniyor. Hindistan da bu sistemi satın alan bir başka ülke.

 

Peki Bu Sistem Hamasa karşı koyabiliyor mu?

Hamas’ın attığı roketler Demir Kubbe için ne gibi sorunlara sebep oluyor sorusu ilk akıllara gelen soru olsa gerek. Demir Kubbe bu kadar başarılı bir sistem ise bu füzeler nasıl sistemi aşıp işgal altındaki topraklarda işgal güçlerini vurabiliyor?

Hamas’ın elindeki roketlere ve bu alandaki gelişimine kısaca göz atalım:

Kullanılan roketlerin temel düzeyde metal yapıya sahip olduğu görülüyor. Hamas’ın bazı roketleri dışardan temin ettiği düşünülüyor ancak bu roketlerin çoğunu kendi bünyesindeki uzmanlar ve alt yapı ile yaptığı anlaşılıyor.

Bu roketler Hamas’ın dışarıdan tedarik ettiği düşünülen roketler, büyük kısmı İran üzerinden temin ediliyor. Şu anda Hamas’ın en çok dillendirdiği M302 roketinin miktarı tam bilinmemekle birlikte Hamas’ın bu roketi de kendi bünyesinde yapma kabiliyetine sahip olduğu düşünülmekte.

107mm roket 8 km menzil

122mm roket 12-40km mezil

Fajr 3 43 km mezil

Fajr 5 75km mezil

M302 180km mezil

Aşağıdaki roket çeşitleri ise Hamas’ın kendi bünyesinde ürettiği bilinen roketlerdir. Bunlar içerisinde SH kodlu olan roket hakkında şu an kesinleşmiş bir bilgi mevcut değil ancak mezilinin ve tahrip gücünün şu ana kadar üretilenlerden daha yüksek olduğu kesin.

Q-12 12 km

Q-20 20 km

S-40 40km

S-55 55km

M-75 75km

J-80 80 km

J-90 90 km

R-160 160 km

A-120 120km

SH bilgi yok

Hamas bu çalışmalara ve ağa bugün yaşanan olaylarla sahip olmadı, geçmişte yaşananlardan çıkarılan dersle çalışmalar yapan Hamas kendini gün geçtikçe geliştirdi. Son günlerde güdümlü tanksavar füzeleri gibi füzelere de sahip olduğunu görüyoruz. İsrail ordusu 2019’da Tel Aviv yakınlarındaki bir eve isabet eden bir Filistin roketinin 75 mil menzile sahip olduğunu söyledi. Bu söylediğimizin doğruluğunu ispatlar cinsten bir israil verisi. Bugün ise israili en çok şaşırtan olay tel aviv semalarındaki sayısı ve menzili ile şaşırtan yeni füzeler. Bunun yanısıra İsrail ordusundan emekli bir general olan Micheal Herzog, 2019’da The Post’a yaptığı açıklamada, kısa menzilli roketler de bir tehdit çünkü Demir Kubbe’nin 2,5 mil(yaklaşık 4km) veya daha kısa menzillerde daha az etkili olduğunu söyledi. Hamas’ın envanterinde bulunan silahların temel düzeyde ve bir çok güdüm sisteminden yoksun olmasına karşın sayısı ve düşük maliyeti Demir Kubbe karşısında büyük bir avantaj. İsrail kaynaklarına göre Hamas’ın her roketi birkaç yüz dolara mal olurken onu önleyici roketin maliyeti 80 bin dolar civarında.

Yine Hamas’ın elindeki silah miktarı ve saldırı süresi ile alakalı tahminleri israil makamlarının açıklamasına bırakırsak şu şekilde “önemli miktar ve önemli bir süre” süreceğine inanıyorlar. Şüphesiz ki israil ordusunun elinde bu tahminler mevcut ancak paylaşmaya pek istekli değiller.

Gün geçtikçe menzili ve tahribat gücü artan Hamas silahları 45 kilometrekarelik alana sıkışmış Gazze halkının özgürlüğü için tek güç kaynağı durumunda. Burada şu soruyu akıllara getirmek istiyorum; Dünyada herkesi her yeri her anı ve nerede ne olup bittiğini bildiğini iddia eden israil 45 kilometrekarelik alana sıkışmış Hamas’a karşı neden bu muhteşem güç hikayesini başarı ile uygulayamıyor? Demek ki gösterildiği kadar muhteşem bir güç ve teknolojiye sahip değiller. Ancak şu bir gerçek ki bizden daha iyi teknolojiye sahipler. Yapılması gereken zor değil önce inanç ardından da azimle çalışmak.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu