Gitmesek de Görmesek de Orda Bir Mars Var Uzakta

18 şubat 2021 günü tüm dünya için uzay çalışmalarında önemli bir gün oldu. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) Mars’a Perseverance Rover yani ‘azim’ anlamına gelen uzay aracını 480 km’lik yolculuğun ardından sorunsuz şekilde Mars’a indirmeyi başardı. Öncelikle bu Perseverance rover’ın Mars’ta kısaca nasıl çalışmalar yapacağına değinmek gerekiyor.  NASA’nın yeni nesil uzay aracı Perseverance, potansiyel geçmiş yaşamın izlerini aramak için 30 temmuz 2020 günü Florida’nın Cape Canaveral kentinden Mars’a gönderildi. NASA’nın Mars’ta antik yaşamın izlerini araştırmak ve insanlı yolculuğun yollarını bulmayı amaçladığı Perseverance uzay aracına Ingenuity yani marifet  adı verilen mini bir helikopter de eşlik ediyor. Perseverance, karbondioksit açısından zengin Mars atmosferinin unsurlarını gelecekteki astronotlar için oksijen üretmesi üzerine birçok  deney yapacak. Uydu görüntülerinden 3.5 milyar yıl önce eski bir göl olduğu düşünülen ve Jezerk Crater adı verilen bölgeye inen Perseverance, Mars’a iniş yaptıktan sonra kaya ve toprak örneklerini toplamaya başladı. Mars Özellikle NASA’nın 1993 yılında Mars’ı Keşif Programını açıklaması ile tüm dünya gözünü Mars’a çevirdi.  NASA, Mars’taki geçmiş ve eğer varsa hali hazırdaki yaşam olasılıklarını araştırmak için ‘Seek Signs of Life – Yaşam İşaretlerinin Peşinden Koş’ isimli bir Mars araştırma programını sürdürüyor. Bu amaçla yakın bir gelecekte başka uzay araçları da Mars’a gönderilecek. Örneğin, NASA InSight isimli bir aracı 2016 yılında gönderip Mars yüzeyinin daha derinlerini sismik açıdan incelemeyi planlıyor. Belki de Mars ile alakalı en heyecan verici proje NASA’nın Orion isimli projesi. Bu proje 4 astronotu Güneş sistemimiz içeresinde daha uzaklara götürebilmek amacıyla NASA tarafından halen geliştirme aşamasında olan bir insanlı uzay aracı projesi. NASA 2050 yılına kadar Mars’a insanlı uçuş gerçekleştirmeyi planladığı bu proje üzerinde hala çalışıyor ve sürekli testler yapıyor. Peki neden bazı devletler milyarlarca dolar yatırıp Mars’ı ve genel anlamda yaşadığımız evreni anlamaya çalışıyor?  Aslında bunun çok mantıklı birçok nedeni var. 2005 yılında Mars’ın kuzey kutbundaki bir krater içerisinde su buzu bulunması Mars’taki hayat arayışında önemli bir adım oldu. Yakın bir zamanda elde edilen bulgular gösteriyor ki Mars yüzeyinde geçmişte devasa okyanuslar vardı. Su bildiğimiz anlamda bir yaşam formu için anahtar özellik taşıyan bir molekül. Vücudumuzun ve gezegenimizin yüzeyinin büyük bir çoğunluğu su. İşte bu nedenle su varsa hayat vardır diye düşünüyoruz. Eğer Mars geçmişte okyanuslara sahip ise bu bir zamanlar Mars’ta hayat olduğu anlamına geliyor.

Buraya kadar olan süreç bilim insanlarının ilgi alanında aslında. Uzay aracının Mars’a iniş yapacağı saatlerde Türkiye’de saatler gece yarısını gösteriyordu. Ana akım medyada sadece kısaca görülen bu olay sosyal medyada özellikle de Youtube platformunda halk tarafından ilgiyle izlendi. NASA’nın resmi Youtube hesabını aracın ineceği saniyelerde izleyen kişi sayısı 98 bin civarındaydı. Fakat Türkiye’de bu rakam sadece bir Youtube kullanıcısının hesabında iniş anında 160 bine dayandı. Sayılardan da anlaşılacağı gibi Türk insanı uzay çalışmalarını çok önemsiyor. Ancak bu kadar ilgiye ve bu kadar araştırmaya rağmen, NASA’da çalışan birçok Türk Astronom ve Mühendise rağmen, uzay yarışında Türkiye’nin yeterince bir ağırlığı olmadığı içinde Bugüne kadar uzaya Türk bir Astronot’un çıkmaması altı çizilecek noktalardan bir tanesi. Özellikle Sn. Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin ufkunu uzaya çeviren Türkiye Uzay ajandası açıklaması bu ilgiyi daha da artırdı. Ancak Türkiye’nin uzay çalışmalarında, dünyadaki yerini yakalaması için daha çok yol alması gerekiyor. Çünku  NASA, Rusya, Avrupa Uzay Ajansı, Çin, Japonya ve Hindistan hatta Birleşik Arap Emirlikleri dahil uzay yarışında Türkiye’nin önünde yer alıyor. Ancak son zamanlarda Türkiye bu alanda ciddi adımlar atmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki yıl önce Amerikan SpaceX şirketinin kurucusu Elon Mask’ı Ankara’da Külliye ’de ağırlaması bu alandaki çalışmaların hızlanmasını sağladı. Özellikle Elon Mask’ın uzay çalışmalarında şirketlerinin sahip olduğu potansiyel son 7 yılda büyük bir ivme kazandı. Öyle ki SpaceX şirketi ve Nasa İnsanlı uzay çalışmalarında büyük adımlar atmaya hazırlanıyor.  Dünya dışında insanların ilk kez ayak başka bir gezegene ayak basacağı 8 kişilik Mars planı da bunlara dahil. Bu nedenle Türk Uzay Ajansı ve SpaceX arasında yoğun bir işbirliği trafiği yürütülüyor. Türkiye’nin uzay serüvenini önümüzdeki yıllarda atılacak adımlar belirleyecek. Uzun zaman süren ve bir hayli masraflı olan uzay çalışmaları 22. Yüzyıla da damga vuracak. Çünkü birçok ülke şimdiden 100 yıllık uzay programını oluşturmaya başlamış durumda. Türkiye’nin de gelecekte uzay teknolojisinde var olmak istemesi şimdiden büyük vadeli programların hazırlanmasını gerektiriyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu