Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak Ziyareti ile Türkiye-Irak İlişkileri Yeniden Şekilleniyor

Irak’la Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi, ekonomik, siyasi ve daha birçok alanda yeni anlaşmaların imzalanması ve ticaret hacminin Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacminin 50 milyar dolara yükselmesi ve bu miktarın 20 milyar dolarının IKBY ile yapılması hedeflenmektedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 yıl sonra Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret oldukça önem arz ediyor.

Irak’la Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi, ekonomik, siyasi ve daha birçok alanda yeni anlaşmaların imzalanması ve ticaret hacminin Türkiye ile Irak arasındaki ticaret hacminin 50 milyar dolara yükselmesi ve bu miktarın 20 milyar dolarının IKBY ile yapılması hedeflenmektedir.

13 yıl aradan sonra gerçekleştirilecek olan bu ziyaret beklentileri oldukça yükseltmiş olsa da, sistemli ve hazırlıklı bir ziyaret olması bir çok mesaj da içeriyor. 2017 yılından buyana yapılamayan Irak – Türkiye Stratejik İş birliği toplantılarını da değerlendirdiğimizde ziyaretin önemi daha da artıyor.

2003 yılında ABD tarafından işgal edilen ve o süreçten bu yana yeraltı ve yer üstü kaynakları ABD ve Batı tarafından sömürülen Irak’ın; bölgede sırtını yaslayabileceği en büyük müttefik olan Türkiye ile ilişkilerini güçlendirmesi ve artırması, yeni bölgesel denklemlerin oluşmasına da katkı sağlayacak.

İran Irak Savaşı, ABD İşgali, İç Savaşlar yaşadı Irak. 2014’te DEAŞ terör örgütü tarafından Irak’ın 3’te 1’i işgal edildi ve Irak DEAŞ’la etkin bir mücadele ederek topraklarını kurtardı. 2017’de büyük bir bölünme tehdidi ile karşı karşıya kalan Irak, Türkiye’nin de desteği ile bu bölünme tehdidini de bertaraf etmeyi başardı.

Terör ve Güvenlik sorunu

Ortadoğu’nun en güçlü ve en zengin ülkelerinden biri olan Irak yaşamış olduğu savaş ve işgal süreçlerinden sonra bu gücünü kaybetti. Yeniden o güce kavuşmak ve güvenli, güvenilir ülke olma yönünde birtakım adımlar atmak istemesi Türkiye ile ilişkilerini güçlendirmesiyle doğru orantılı bir gelişme. PKK terör örgütünün ilk defa Irak tarafından da yasaklı örgüt ilan edilmiş olması, ilişkilerin daha da gelişmesiyle birlikte terör listesine alınmasını da beraberinde getirecektir. Irak’la ilgili gelişecek tüm ilişkilerin merkezinde yer alacak olan terör ve güvenlik sorununa atılacak ortak adımlarla giderilmek zorundadır. Irak’ın bu konuda ABD’den ve bölgesel güçlerden ayrışması, Türkiye ile yakınlaşması iki ülke arasında ki diğer ilişkilerinde gelişmesini sağlayacaktır.

2011 yılında Maliki ile Erdoğan arasında yaşanan gerilim sonrası, Maliki’nin bütün anlaşmalardan çekilmesi, Türkiye’yi ötekileştirmeye başlaması ile birlikte 13 yıldır ilişkiler en alt düzeye indi. 2016 yılında Irak Parlamentosu Türkiye’yi ‘İşgalci Ülke’ olarak tanımlayacak kadar ileri gitti. 2017 yılında Başbakan Binali Yıldırım’ın Irak’a resmi ziyaretinde Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyinin (YDSK) üçüncüsü gerçekleştirildi. Bunun ardından yapılan basın toplantısında Türkiye “dost ve komşu ülke” şeklinde nitelendirildi. IKBY’nin bağımsızlık referandumunun akabinde Irak Merkezi Yönetimi ile ilişkilerde olumlu bir ivme yakalandı. Türkiye, PKK terör örgütünün Irak’ta nüfuz kazanmasını önleme politikası gereği olarak Irak Merkezi Yönetiminin etkisiz kaldığı noktalarda sınır ötesi operasyonlar gerçekleştirdi.

Erdoğan’ın gerçekleştirdiği ziyarette sorulması gereken en önemli soru Irak gerçekten Türkiye ile yol yürümeye karar verecek mi? Bu iradeyi ortaya koyabilecek mi? Irak’ın terör ve güvenlik sorunlarını aşması, bölgesel yönetimle olan sorunlarının çözülmesinin en büyük paydaşı Türkiye olacaktır.

Su Meselesi

ABD ve İran arasında sıkışmışlığını Türkiye ile güçlü ilişkiler kurarak aşmak isteyen Irak yönetiminin önünde ki en büyük tehditlerden biri de ‘Su’ sorunu olarak görülüyor. Su sorunu sadece Irak’ta değil önümüzdeki çeyrek asırda belki de dünyanın en büyük sorunları arasında yer alacak küresel bir sorun. Türkiye’nin coğrafi konumu ve su kaynaklarında ki bolluğu stratejik bir özelliğe dönüşmüş durumda. Irak’ın da bu sorununu çözmek için Türkiye’den başka alternatifinin olmaması, Türkiye’nin masada ki elini güçlendiren kartlardan biri.

Haziran 2018’de Ilısu Barajı’nda su tutulmasına başlanması üzerine Irak’ta Türkiye’nin suyu kestiği algısı oluşturulmak istendi.

Buna karşılık Türkiye ise Irak’ın gerek yetersiz altyapısı gerekse su yönetimindeki hataları nedeniyle ülkede su sıkıntısı çekildiğini savundu. Irak Merkezi Yönetimi Fırat ve Dicle nehirlerinden Irak’a ulaşan su miktarının artırılması için Türkiye’den talepte bulundu. Dicle Nehri’nde meydana gelen kuraklık sebebiyle suyun iki ülke arasında kriz konusu olmaktan çıkarılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan suyun tutulmasının ertelenmesi talimatını verdi.

Bunun yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de yağışların son altmış iki yılın en düşük seviyesinde seyrettiğine dikkat çekti ve meselenin üstesinden akılcı ve bilimsel iş birliği ile gelinebileceğini beyan etti.

Türkiye su meselesini iki ülke arasındaki müşterek çıkarlara hizmet edecek bir iş birliği alanı olarak görürken Bağdat ise Ankara’nın baraj inşa etme suretiyle adil olmayan bir tutum takındığını iddia etmektedir. Buna karşılık Türkiye Irak’ın su yönetiminde hatalı uygulamaları olduğunu savunmaktadır. Küresel iklim değişikliği, mevsimsel problemler, altyapı eksiklikleri, suyun doğru kullanılmaması ve su yönetiminin sağlanamaması gibi nedenlerden dolayı Irak’ta yaşanan su krizinin çözümü daha çok Bağdat yönetiminin tutumuna bağlıdır.

Ekonomik İlişkiler

Türkiye ile Irak’ın geleceği konusunda atılan en büyük adım ‘Kalkınma Yolu Projesi’. Bu proje Irak’taki FAV Limanı’ndan Londra’ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa’nın her ülkesine Türkiye’den kesintisiz ulaşım sağlayacak. Türkiye’nin ihracatını artıracak olan bu proje iki ülkenin ticari bağlarını da güçlendirecek.

“Yeni İpek Yolu” olarak nitelendirilen Kalkınma Yolu Projesi ile Türkiye’nin ekonomik ve Jeopolitik statüsünün daha da güçleneceği öngörülüyor. “Kalkınma Yolu Projesi” Basra Körfez’inden kara ve demir yollarıyla Türkiye’ye ve Avrupa’ya uzanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin yeni İpek Yolu haline dönüşmesi planlanan bu projeyi sadece Türkiye ve Irak değil Avrupa’dan Körfez’e kadar geniş bir bölge için stratejik önemi haiz bir proje olarak tanımlıyor. Ortadoğu’nun en büyük limanlarından biri olacak Büyük Faw Limanı’ndan başlayıp Türkiye’ye uzanan Kalkınma Yolu’nun Irak’ın Necef, Bağdat ve Musul gibi önemli şehirlerinden geçerek Mersin Limanı’na ve İstanbul üzerinden de Avrupa’ya ulaşmayı hedeflenmektedir. Yüksek hızlı trenlerin kullanılmasını kapsayan ve 2029’a kadar tamamlanması planlanan proje “Kuru Kanal” adlı petrol boru hatlarını da içermektedir. Türkiye ve Irak bu projeyle Asya’yı Avrupa’ya bağlama, bölgesel iş birliği ve ekonomik fırsatları artırmayı hedeflemektedir. İki ülke arasında ulaşım ve ticaretteki iş birliği, siyasi ve askeri alanlara olumlu şekilde yansıyabilir ve bu durum Irak Merkezi Yönetimi’ni PKK terör örgütüyle mücadele konusunda daha fazla motive edebilir.

Irak ve Türkiye’yi birbirine bağlayan bu proje, küresel anlamda da önemli bir ticari koridor oluşturulmasına katkı sağlayacak. Bağdat-Erbil arasında petrol ihracatı üzerindeki anlaşmazlığın sürmesi Türkiye’nin Irak’tan petrol ithalatını engellemektedir. Hayata geçirilecek bu proje ile bu sorun ortadan kalkacak ve Irak’ın Petrolü Türkiye üzerinden Avrupa’ya gönderilebileceği gibi Irak içerisinde ki anlaşmazlıklarda da Türkiye arabulucu rolü üstlenebilecek.

Su ve Kalkınma yolu projesinin yanı sıra Irak’la Türkiye arasında toplam 26 anlaşma imzalandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak ziyareti kapsamında önce Bağdat’ta Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ile daha sonra ise Irak Başbakanı Muhammed Şiya es Sudani ile görüştü. Erdoğan görüşme sonrasında yaptığı açıklamada güvenliğe vurgu yaparak PKK ile ortak mücadele mesajının üzerinde durdu. Irak’la ortak güvenlik mesajları bölge açısından önem taşısa da ABD’ye de bir mesaj vermesi açısından son derece önemliydi.

Erdoğan’ın Bağdat’tan sonra diğer durağı ise Erbil oldu. Erbilde’de Başkan Barzani ve Başbakan Barzani ile görüşen Erdoğan’ın ziyareti öncesinde Erbil sokaklarına asılan Türk Bayrakları ve Erbil Kalesi’nin Türk Bayrağı renkleri ile aydınlatılması oldukça dikkat çekiciydi. Ziyaretin de önüne geçen bu karşılama ve hazırlık, iç komuoyunda da ‘Yeniden Kürt Açılımı mı geliyor? söylemlerini güçlendirdi.

Erdoğan’ın Irak ziyareti ve etkileri önümüzdeki günlerde daha da fazla konuşulacak ve sonuçları itibariyle bölgesel denklemleri değiştirecek.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu