Batı Tarih Felsefesi Problemi ve Tevhid Merkezli Dünya Tarihi

Kur’an muhatabı olan insanı her konuda en iyiye, en güzele ve en doğruya yöneltmeyi hedeflemiş, onun varlığının bütün boyutlarına dair temel ilke ve prensipler koymuştur. Kur’an mümin için hem bir inanç objesi hem de bir bilgi objesidir. Bu itibarla Kur’an insanın ve toplumların geleceklerini inşa edebilmeleri için tarihin en sağlam temel ve önemli bir bilgi kaynağı olduğunu ifade eder. Israrla tarihe bakmamızı, yeryüzünde dolaşmamızı, geçmişi araştırmamızı ister bizden. Üçte ikisine yakın bir bölümünün kıssalardan oluşması, Kur’an’ın, bir bilgi kaynağı olarak tarihe ne büyük bir değer verdiğinin göstergesidir. Diğer taraftan tarih, teolojinin en geniş ufkudur. Zira Allah tüm esmasıyla tarihte tecelli etmektedir. Bu bakımdan Allah’ı hakkıyla takdir etmenin yollarından birisi de tarihe ibret nazarıyla bakmaktır. Bu bakımdan tarihin teolojik bakış içerisinde ele alınmasını, Kur’an’ın öncelikli bir emri olarak telakki ediyoruz. Kur’an salt bir tarih kitabı değil, dini, siyasi ve ahlaki hedeflerin ön planda olduğu İlahi bir mesajdır. Bu çerçevede olmak üzere, Kur’an’da kıssalar üslubunda birçok tarihi haber de mevcuttur. Bu haberler, Peygamberler özelinde, ana hatlarıyla, insanlık tarihidir. Veya en azından kendisine inanmış bir mümin için, tam bir insanlık tarihi özetidir adeta. Tarihe ilk insanın yaratılışı ve yeryüzüne gönderilmesiyle başlar, Hz. Peygamber dönemine kadar meydana gelmiş tarihsel olaylardan gerektiği kadar söz eder. Kur’an’da mevcut bu tarihi haberlere bakılarak, evrensel bir insanlık tarihi, tarihin işleyiş süreci, tarihsel yasalar, insanın tarih içindeki yeri ve benzeri hususlar ortaya konabilir. Tarihin en sağlam kaynağı olan Kur’an’dan hareketle yeni bir tarih teorisinin oluşması bugünün tarih teorisi ve tarih algısı problemini çözecektir.

Bu gün hemen hemen bütün tarih yazmaları tarihi zaman ve mekan ekseninde parçalar halinde ve diğer dış dünyadan anlamsız bir parça olarak sunmaktadır.(1)  Tarihin bu teorik yapısı hem bir dünya veya İnsanlık Tarihi algımızda sorunlar oluşturmuş hem de bugün, anın idrakinde bir tarih algılama ve şuur sorunları doğurmuştur.

Tarihin bu şekilde yazılıp algılanması dünyayı algılayışımızda birçok paradokslar oluşturmuştur. Örneğin biz Osmanlı-Bizans tarihi okurken, aynı zamanda afrikada, asyanın ortalarında veya uzak avrupada neler olup bittiğini bilmeyiz. Çünkü biz tarihi Osmanlı- Bizans ilişkisi zaman ve mekân kesitinden algılıyoruzdur. Halbu ki Kur’an’ın Tarihe bakışı tevhid ve İnsanlık merkezlidir.

Batıda Tarih Felsefesi Problemi

İnsan -Tanrı ilişkisi üzerine

Platondan bu yana bütün idealist felsefeler ve teistik inançlar, temel postulat olarak, hayata kaynaklık eden bütün değer ve hükümlerin ezeli ve kozmik bir mahiyet taşıdığında hemfikirdirler. Tanrı bütün varlıkların ve değerlerin yaratıcısıdır ve kaynağıdır. Tanrı dışındaki bütün varlıklar ise O’na bağlı olmaları sebebiyle bir değere sahiptir. (2) Grek düşüncesi ve onun varisi olan Pozitivist-Aydınlanmacı tarih algısı Allah’ı, insanın yeryüzüne hâkim olma ve orayı imar etmeye yönelik gayretlerinden dolayı onu cezalandırmayı isteyen bir hasım olarak tasvir eder. Kur’an’ın tarih algısında ise Allah her türlü iyi amelin en büyük destekçisi ve yeryüzünün halifesi olarak yarattığı insanın yardımcısı ve dostu olarak tasvir edilir. (3) İslam’da Allah inancı, değerler dünyasının değişmezliğini ve sürekliliğini sağlayan en esaslı temeldir. Batının sürekli insan ile savaşan, insanı cezalandıran ve aralarında ezeli rakabetlerin olduğu tanrı ve insan ilişkisi varken, islamda Allah – İnsan ilişkisi ise sonsuz yardımcı, bütün iyi ve hayırlı işlerin yaratıcısı ve tevhid ile temelli tarihe, zaman ve mekâna sonsuz bir şekilde müdehale edici insan ile ilişkisi huzur ve kurtuluş olarak tanımlanmış bir ilişkidir.

Bir modern Problem olarak Romantik Tarih Problemi Algısı

Yahudi tarih teorisi, hrıstiyan tarih teorisi, hümanist tarih teorisi ve Romantik tarih teorisi, tarih teori biçimlerinin en klasik tasnifidir (4). İnsan-Tanrı ilişkisi, tarihin bir insanlık tarihi algısından yoksunluğu problemlerinden bahsederken kısmen bu teorilerin sorunlarından bahsetmiş olduk. Burada modern bir problem oluşundan ötürü Romantik tarih algısından bahsetmek istiyorum.

İnsanlar bugünün tarihinde yaşıyamıyorlar. Geçmiş onlara daha çok tarih olarak açıklanabilir ve yaşanabilir geliyor. Hatta öyleki “bugün” romantikler için bir tarih dahi değildir. Bu algılayış iki temel sorunu ortaya çıkarıyor. Birincisi Türkiye’deki bütün ideolojik kesimlerin zihin kalıpları, kendi ve öteki algıları aynı, örtüşüyor. İkincisi de, bütün kesimler, bugün’de yaşamıyor, tarih’te yaşıyor; üstelik de “olmayan” bir tarihte. Sonra da yapay kamplar oluşturarak tuhaf çatışmalar kolaylıkla oluşabiliyor. Laik, milliyetçi ve İslâmcı bütün çevrelerin aynı zihin kalıplarına, aynı kendi ve öteki algılarına sahip olduğunu, en çarpıcı şekilde, tarih algılarında gözlemliyoruz: “Romantik” ve sığ bir tarih algısı bu.

Türkiye”deki laik çevreler, Batı”yı süblime eder / yüceltir, efsaneleştirir ve kendi tarih ve medeniyet tecrübemizi küçümserler: Ama Batıyı yüceltmeleri de, kendimizi küçümsemeleri de Batı”yı ve kendimizi çok iyi biliyor olmalarından kaynaklanmaz.

Türkiye”deki milliyetçi çevreler, bizim dışımızdaki dünyayla, örneğin Batı”yla pek fazla ilgili değildirler ve bizim tarih tecrübemize bakışları, büyük ölçüde tarih bilincinden yoksun, bizim tarih tecrübemizi mistifiye edici, süblime edici, bugün bize bir şey söylemeyen hamasî ve hayalî bir tarih algısına dayanır.(5)

Türkiye”deki İslâmî çevrelerin İslâmî tarih tecrübesine bakışları, süblime edici; Batı”ya bakışları ise dışlayıcı ve yok sayıcıdır. Bu tarih algısı, İslâmî tarih tecrübesinin bugün bize ne söyleyebileceği sorusuna cevap verebilecek ve çağımızın ruhunu oluşturan, çağımızı her bakımdan şekillendiren paradigmaların yegâne üreticisi olan modern / postmodern Batı tecrübesinin neye tekabül ettiğini, zaaflarının ve imkânlarının neler olduğunu ve bu tecrübeden nasıl yararlanılabileceğini idrak etmekten çok uzak, savunmacı”” / “mazeretçi” bir tarih algısıdır.

Kısaca Romantik tarih bugünün idrakinden uzak kültürel hüzün, şark romantizmi içeren bir tarih felsefesi sorunudur.

Yeni Tarih Algısının İnşası

İnsanlık ivedi bir biçimde yeni bir tarih teorisine ve yazma biçimine ihtiyaç duymaktadır. Parçalı ve bütünden irtibatsız tarih yazımı insanın tarihle, zamanla ve aslında ait olduğu tarih veya medeniyetle irtibat kurmasına engel olmaktadır. Tarihle ve zamanla bağ kuramayan insanın anın idrakinde sahih bir duruş ve konum belirlemesi oldukça güçtür. Dolayısyla yeniden bir tarih teorisi ve yeni bir tarih okuma biçimi geliştiremeyen devletlerin ontolojik olarak dünya sahnesinde hakiki bir varlık göstermesi, medeniyet kurması veya konum belirleyerek insanlığın merkezine oturması mümkün değildir. Dili, haritayı, kavramları, siyaseti ve diğer tüm insanla irtibatlı meseleleri belirleyen bu tarihi belerlemede iktidar olmaktır.. Bugün “batı” yön, kavram, iktidar ve siyasal iktidarı temsil ederken tarihi de kendine ait bir kavramsal çerçeve ile yazmıştır. Öyleyse dünya büyük bir değişim yaşarken ve küresel iktidar ve insanlık büyük bir kırılma yaşarken islam medeniyeti tekrar merkezi konumuna doğru hareketlenmektedir. Batılı karektere sahip positivist ve humanist mevcut tarih okuması başlı başına bir dünya tarihi sorununa dönüşmüştür.

Buradan hareketle şunu özetlemem gerekir ki Yeni bir tarih teorisi metoduna ve tarihin zaman, mekan ve insan merkezli yeniden ve doğru yazılmasına ihtiyaç vardır.  Bu ihtiyacın varlığından hareketle de batının düşünce veya humanist yaklaşımcı ben merkezci tarihinden, Kur’an’ın düşüncede “Tevhid”, insanda Peygamberler, mekanda Dünya  merkezli yeni tarih teorisi ortaya konmalı ve yeni bir tarih yazması oluşmalıdır. Bu Tarih algısı yeni bir medeniyetin inşası için en gerekli şuur ve yeniden varoluşun başlangıcıdır.

Dipnotlar:

  1. Fernand Braudel, Uygarlıklar Grameri-
  2. Immanuel Wallerstein Modern Dünya Sistemi
  3. Düzgün, Sosyal Teoloji.
  4. Düzgün, Sosyal Teoloji
  5. Rıza Korkmazgöz, Kur’an’da Tarih Algısı
  6. Yusuf Kaplan, Yeni Şafak

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu